Sezgisel Annelik

Sezgi'nin Annelik ve Hayat Günlüğü

20 Ocak 2016

Kış Ortası Orta Avrupa: Acımasız Budapeşte -1. Gün

Bu tatile karar verdiğimizde hiç bir plan program yoktu kafamızda sanırım. Noel arifesinde bir Avrupa şehri ziyareti ile yola çıkıp, ayarlanamayan yıllık izinler, yılbaşı programları vs sonucu yılbaşı sonrası 2 Ocak 2016 için Budapeşte'ye gidiş, 7 Ocak 2016 Prag'dan dönüş şeklinde aldık biletlerimizi. Dört kafadar... İstanbul tayfa ve Kocagiller olarak.

Hem de 2015'in başından aldık biletlerimizi, o mevsimde tükenip yok satacakmış gibi biletler :D Sonra çok düşündüm hangi akla hizmet, kışın kıyametin ortasında hem de hemen yeni yıl sonrasında gidiyoruz ki biz bu memleketlere diye. Budapeşte'ye bir kez tur ile gitmiştim, pek bir yerini görememiştim. Prag'a ise iki kez gitmiştim ve gerçekten çok beğenmiştim. Sanırım bizim kafadarlar da görsün istedim oraları.

Gitmeden önce bakıyoruz her gün, adettendir ya, hava tahminleri Budapeşte için gündüz -8'leri, Prag için ise -4'leri gösteriyor. Kar yağışı da cabası. Nerde kış gelsin diye beklediğimiz İzmir, nerde bu havalar. Tabii herşey planladığımız ya da önceden düşündüğümüz gibi olmadı. Pek bir planımız da yoktu gerçi ya ama beklenmedik sebeplerle ben geziyi erken bitirmek durumunda kaldım, bavulumuz kayboldu ve evet çok soğuktu ama düşündüğümüz kadar yıldırmadı bizi :)


Vee Budapeşte:



Neresidir bu Budapeşte?


Budapeşte hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse, Budapeşte Macaristan'ın başkenti. Avrupa Birliği üyesi bir ülke. Dilleri Macarca. Para birimleri Forint. Bazı yerlerde Euro da kabul ediyorlar ancak değerinin oldukça altında bozdurmuş oluyorsunuz. Bu dönem 1 Euro yaklaşık 310 Forint, 1 TL de 96-97 Forint'e karşılık geliyor. Para bozdururken bu kurlarda bozdurmaya çalışın. Ama alışveriş yaparken falan hesap kolaylığı olması açısından fiyatları 100'e bölüp TL karşılığını kabaca bulmuş olursunuz. Yine de yanınızda bir miktar Euro taşımak faydalı olabilir. Gitmek için en uygun mevsim bahar ve yaz dönemi, kışın ciddi soğuk oluyor, bizzat tecrübe ettik. Ancak kış döneminde de Noel pazarları vs sebebi ile güzel bir hareketliliği, canlılığı oluyor. Bir de Budapeşte'de tabelalar, yer isimleri falan genellikle kendi dillerinde. Bu yüzden gitmeden önce yer, durak isimlerini falan orjinal haliyle kaydetmekte fayda var. Ben kendi dökümanımı oluştururken, hem Macarca, hem İngilizce hem de Türkçe karşılıklarını yazmıştım :)

Bizim 2 Ocak Cumartesi sabahı İzmir'den başlayan yolculuğumuza, İstanbul tayfa Sabiha Gökçen'de katıldı. Malum İstanbul karlar altında, uçuşlar rötarlı. "Yaaa bu soğukta nerden çıktı şimdi bu seyahat, evimizde sıcak sıcak oturmak varken" düşünceleri uçuşuyor kafalarda, kimse dillendiremese de... Neyse ki çok rötar yapmadan, az bir gecikme ile indik Budapeşteye, yerel saat ile 12'ye doğru. 

Pasaport kontrolünden sorunsuz bir şekilde geçtikten sonra, Nihat ile Gözdesu bagajları beklerken, biz de Halilcan ile gidip para bozdurma, otobüs bileti işlerini halledelim dedik. Maksat, otele eşyaları bırakıp 14:30'da başlayacak ücretsiz yürüyüş turuna yetişip, bir ön tur atmak. 

Budapeşte'de Ulaşım:




Budapeşte havalimanı-şehir merkezi ulaşımı için kullnılan 200E numaralı otobüs

Budapeşte'de havalimanından şehir merkezine ulaşım için en ekonomik yol toplu taşıma araçlarını kullanmak. Türkiye'den yapılan uçuşlar genellikle 2B no'lu terminale iniyor. Bu terminalden çıktığınızda hemen solunuza baktığınızda 200E numaralı otobüsü göreceksiniz. Yolculuk yaklaşık yarım saat sürüyor. Bu otobüs hattının son durağı 3 numaralı (mavi) metro hattının ilk durağı olan Köbanya-Kispest. Burada metroya aktarma yapıp, ki otobüs bir AVM önünde indiriyor, tabelalar metro hattına yönlendiriyor, istediğiniz yere ulaşabilirsiniz. Bizim otelimiz 3 no'lu metro hattı üzerinde olduğu için biz başka aktarma yapmadık ancak, Budapeşte metro hatları aktarma açısından oldukça başarılı, gitmek istediğiniz yere sorunsuz bir şekilde ulaşmanız mümkün. Hepsini net hatırlayamasam da, bir çok istasyonda çıkış yönünde çalışan yürüyen merdivenler mevcut. 
Havalimanı içerisindeki BKK müşteri hizmetleri deski
Bu otobüslere binmek için bilet almanız gerekiyor. Bileti havalimanı içerisindeki BKK müşteri hizmetleri deskinden alabilirsiniz. Tekli biletler havalimanı içindeki Relay gazete bayilerinde de satılıyor. Ya da dışarıdaki bilet makinelerini de kullanabilirsiniz ancak bozuk paraya ihtiyacınız olacaktır. Tek kullanımlık biletler 350 HUF, ancak şoför'den almak isterseniz 450 HUF. Bu bilet ile metroyu kullanamıyorsunuz, onun için ayrı bilet almanız gerekiyor. Ya da 530 HUF verip, transfer bilet alabilirsiniz. Transfer bilet olarak size 2 tane tekli bilet veriliyor :) Böylece 100 dakika içerisinde 2 toplu ulaşımı kullanabilirsiniz. Biz tatillerimizde genellikle toplu ulaşım kullanmayı seviyoruz. Neredeyse tüm Avrupa şehirlerinde etkin bir metro sistemi var. Budapeşte'de de soğukta yürümektense bunu tercih ettik. Metro araçları biraz eski ama oldukça hızlı ve sık. Toplu ulaşım için 10'lu bilet, 24 saatlik, 72 saatlik, ya da gruplar için kullanılabilecek biletler var. Bunların dışında Budapeşte kart da seçenekler arasında ancak kısa bir fiyat-fayda analizi yapınca bizim için çok ekonomik olmadı. Nerelerde indirim sağladığını inceleyip, gezi planınızda varsa değerlendirebilirsiniz. Bunlar hakkında detaylı bilgiye kendi web sitelerinden ulaşabilirsiniz. 

Biz 4 kişi olduğumuz için günlük grup biletler bizim için en ekonomik seçenek oldu. 5 kişi 24 saatlik ulaşım için 3300 HUF vermiş olduk. Prag uçuşumuz pazartesi akşam üstü olduğu için 2 adet 24 saatlik grup bileti aldık. İlki Cumartesi 12:00'den Pazar 12:00'ye ikincisi de Pazar 12:00'den Pazartesi 12:00'ye kadar olaşacak şekilde havalimanındaki BKK ofisinde aktifleştirdik. Bu biletleri kullanabilmek için tek koşul seyahat anında grup üyelerinin birlikte olması. Bu bileti bir yere okutmanız ya da onaylatmanız da gerekmiyor, görevliye gösterip geçebiliyorsunuz. Ayrıca bu alışverişi kredi kartı ile yaptığımız için havalimanından para bozdurmaya gerek kalmadan şehir merkezine ulaşımımızı sağlamış olduk.

Şayet tekli bilet ya da başka bir bilet alacaksanız ve kredi kartı ile ödeme imkanınız olmayacaksa, Forint'e ihtiyacınız olacaktır. Gitmeden önce hem Budapeşte hem de Prag'da para bozdurma konusunda çok sorun yaşandığına dair yazılar okumuştum. Özellikle kurlar düşük olduğu için havalimanında para bozdurmanızı önermiyorum. Havalimanında, sadece sizi merkeze ulaştıracak kadar para bozdurun. Şehir merkezinde birçok döviz bürosu var. Sarı renkli olanlardan uzak durun, çok ciddi komisyon alıyorlar. Mavi renkli döviz büroları daha iyi. Paranızı bozdurmadan önce mutlaka karşılığında komisyon sonrası ne kadar Forint alacağınızı sorun, size yazmasını ya da göstermesini isteyin. Yoksa elinize geçen parayı gördüğünüzde iş işten geçmiş olabilir. Biz bu yöntemle genelde uygun kurlarda Euro bozdurduk.
Az sonra başına geleceklerden habersiz masum Pegasuszedeler
Sonuç olarak para bozdurma gereği kalmadığı için ve bilet işini de hızlıca hallettiğimiz için Halilcan ile birlikte diğerlerini beklemeye başladık. Bekledik, bekledik, bekledik... tabii bu sürede de eğlendik :) Sonra gelen bir telefon ile öğrendim ki bizim bavulumuz gelmemiş. Biniş ve bagaj kartları bende olduğu için tekrar içeriye girmem gerekti ve ben sorunsuz bir şekilde içeri geri girdim, bir kişi de durdurup nereye gidiyorsun demedi :) Neyse kayıp bavul işlemlerinden sonra Pegasus'a saydıraraktan havalimanından çıkıp otobüse bindik. 
Budapeşte 3 numaralı metro

Budapeşte'de Nerde Kaldık?



Hotel Budapest İbis Centrum
İlk durak otelimiz. Otelimiz tam merkezde olmasa da merkeze 15 dakika yürüyüş mesafesindeydi. Ayrıca 3 no'lu metro hattının Kalvin-Ter durağına yürüyerek 30 saniye falan sürüyordu :) Central Market Hall ise yaklaşık 4-5 dakikalık yürüyüş mesafesindeydi. Genel olarak otel tercihimizden memnun kaldık. Rezervasyonumuzu booking üzerinden yapmıştık, kahvaltı dahil değildi ancak 2. sabah kahvaltımızı otelde aldık. Sanırım 6-7 Euro civarıydı kişi başı. Çok geniş bir açık büfe olmasa da yeterliydi. Ayrıca resepsiyonda görevli çalışanlar kayıp bavulumuz konusunda çok yardımcı oldular. 

Bavulu kaybetmenin belki de en avantajlı tarafı otele kadar elimizde eşya taşımak zorunda kalmayışımızdı :) Otele yerleştikten sonra yani aslında Gözdesu ve Halilcan yerleştikten sonra demek lazım, otelden çıktık ve bekle bizi Budapeşteeeee...

Budapeşte-1. Gün:


Budapeşte, Tuna nehri ile ayrılan iki yakadan oluşuyor: Buda ve Peşte. Biz havalimanında da para bozdurmadığımız için öncelikle para bozdurmamız gerekiyordu. Gitmeden önce internette okuduğumuz bir döviz bürosunu bulmak üzere Oktogon meydanına doğru yola çıktık. Bir metro aktarması ile meydana vardık. Biraz köyden indim şehire modeli etrafa bakındıktan sonra tam aradığımız yer miydi bilmiyorum ama bir döviz bürosundan para bozdurduk. Biraz karnımız acıktığı için yemek yenecek bir yer bulalım dedik de, çok araştırmanın dezavantajını ilk kez burada yaşadık :( Gitmeden önce tripadvisor'dan bulduğum ve yakınlarda görünen bir bistroyu aramaya başladık. 
Uğruna yolumuzu şaşırdığımız Zeller Bistro
Henüz biz kaybolduğumuzu anlamamışken Erzsebet caddesi
Artık Budapeşte'nin nerelerinde dolanmaya başladıysak, ben diyeyim İzmir'in Kadifekalesi Halilcan desin İstanbul'un Maltepesi... Etrafta kimse yok, herkes yılbaşı sonrası çekilmiş evlerine, yollarda bir biz varız :) Neyse zor bela bulduk bistroyu kapıda asılı menüye bakıyoruz. İçeriden bir adam çıktı, ne aramıştınız dedi :D Meğerse kapalıymış, akşam saatlerinde açılıyormuş. Sonrasında farkettik ki, çoğu bistro hatta şehir genelde akşam saatlerine yakın açılıyor :) Artık yorulmuştuk, acıkmıştık, hava kararmaya başlamıştı, Erzsebet caddesi üzerinde rasgele bir yerde oturduk. Amerikan tarzı bir fast-food restoranıydı. Yan tarafdaki pub gibi olan yerde oturabilmek için ilave paketleme ücreti istediler 1 TL :) Neyse verdik 1 TL'yi geçtik oturduk. Mısır çorbası ve hamburger'den oluşan bir menüydü. İçecekleri pub'dan ekstra olarak aldık. İlk gün biraz da plansızlığımızın sonucu çok hoş bir başlangıç olmadı ne yazık ki.
Amerikanvari restorantta aldığımız ve paketleme ücreti diye ilave 1 TL ödediğimiz menü
Burada yemek yedikten sonra çıktık ve yakındaki metro durağı olan Blaha Lujza durağına doğru yürüdük. Bu sırada karşımıza çıkan görkemli bir bina ve deli kalabalık dikkatimizi çekince gördük ki ünlü Cafe New York iki dakika uzağımızdaymış :) Bir kahve içecek kadar bile yer kalmadığı için midemizde, eh bi içeriye bakalım dedik. Oturmak için girişte sıra bekleyenlerden, içeriye girmek ne mümkün. Yine de pencerelerinden görebildiğimiz kadarıyla iç mimarisi oldukça etkileyiciydi. Başka bir zaman mutlaka gelip birşeyler içmek üzere ordan uzaklaştık ancak ne yazık ki bu Budapeşte ziyaretimizde o "başka zaman"ı yaratamadık.
Gece gece Dohany sinagogu
Burdan 2 numaralı metro ile Dohany Sinagog'u yakınındaki Astoria durağında indik. Buradan da Karoly caddesi boyunca Erzsebet meydanına doğru yürüdük. Bu tarafa varınca anladık ki Budapeşte'nin kalbi burada atıyormuş, biz nerdeyse yarım günümüzü başka yerlerde heba etmişiz. Şansımıza Deak Terenc caddesi üzerindeki noel pazarı hala kaldırılmamıştı. Her yer ışıl ışıldı. Biraz bu pazarı gezdik, etrafa bakındık. Pazarda pek alınacak birşey bulamadık, zaten çoğunlukla yeme-içme yerleri açıktı. Halilcan alkolsüzünden, biz alkollüsünden sıcak şarap denedik. Alkolsüz de olur mu demeyin sıcak meyve şerbetiydi diyebiliriz. Pazarın girişinde, benim daha önceki Orta Avrupa gezilerimde de yediğim buralara özgü bir hamur tatlısı gözümüze ilişmişti. Pazarın sonunda yapan bir başka yerden bunlardan aldık. Hindistan cevizli, çikolatalı, ballı gibi seçenekleri vardı. Çok lezzetli olduğunu söyleyemem, daha önce yediklerim daha güzeldi bence. Ama burada verdikleri porsiyonlar inanılmaz fazla idi. İki kişi bitiremedik bir porsiyonu.
Deak Terenc caddesi ve noel pazarı
adını bilmediğimiz hamur tatlısı
Yürüyerek Vörösmarty meydanına vardık. Malum bavulumuz da kaybolunca, meydandaki H&M, C&A'dan birşeyler bakalım üstümüze başımıza dedik. 
Cafe Gerbeaud
Mağazalardan çıktık ki, karşımıza Gerbaud cafe çıktı. Budapeşte'nin New York Cafe kadar ünlü bir başka mekanı. Kahve hakkımızı burada kullanalım dedik ve girdik içeri. New York Cafe kadar olmasa da, burasının da iç mimarisi oldukça etkileyiciydi. burada kahvelerimizi içip, taaa Dohany Sinagog'undan görüp sevinip el çırptığımız dönme dolaba gitmeye karar verdik. Yine noel pazarının keyfini çıkaran kalabalığın içerisinden geldiğimiz yolu geri yürüdük ve Erzsebet meydanındaki dönme dolabı (Sziget Eye) bulduk. Budapeşte'nin gece ışıklandırmasının malum meşhur, onu da görme imkanımız olur diye düşündük ve aldık biletleri, yetişkinler için 2400 HUF, çocuklar için ise 1500 HUF. Hava nefes kesecek kadar soğuk, bir de yerden 65 metre yüksekte kimbilir nasıldır diye endişe ederken gördük ki kabinler kapalı. Bu soğuk ve sallantı açısından içimizi rahatlattı. Rahatlattı da Halilcan hala endişelerde. Yüksekten bu kadar korkup da yamaç paraşütünden tut Kadıköy'deki balona kadar hiçbirşeyden geri kalmayan birini daha görmedim :) Zaten dönme dolap yavaş yavaş yükselmeye başlayınca, sağ yanımdan "allah belamı versinnnnnn" nidaları kulağımı tırmalaya başladı bile :) Hele en tepede manzaraya bakabilmek için birkaç dakika duruyor ya, o an Halilcan'ın koptuğu ve belki de gezimizin en eğlenceli anlarından biriydi heralde :) Ama manzara gerçekten güzeldi :) Ayrıca, yer yön açısından da bizim için çok faydalı oldu. Ne nerde, biz nerdeyizzzz? sorularının cevaplarını bulduk azıcık :)


Sziget eye - Dönme dolap
Sziget eye üzerinden St Stephan Bazilikası görünüşü


Sziget eye üzerinden Buda kalesi ve Parlamento Binası
Sziget eye'da heyecan dolu dakikalar
Maceralı, eğlenceli ve Halilcan hariç diğer üçümüz için keyifli bir dönme dolap seyrinden sonra Tuna nehrini de görelim bari diyerekten yola devam ettik. Tuna, Macarca Duna, İngilizce Danuba nehri Budapeşte şehrini Buda ve Peşte olarak ikiye ayıyor. Genelde hayat Peşte tarafında akıyor, en azından turistler için. Buda tarafında Kale,  Gellert tepesi ve Gül Baba türbesi görülecek yerler arasında. Diğer herşey Peşte'de. Kısa bir yürüyüşle Tuna nehri kıyısına vardık. Tuna üzerinde birbirinden güzel köprüler yer alıyor. Bunların en önemlisi ve eskisi zincirli Köprü (Szechenyi Lanchid ya da Chain Bridge). Bu köprüden yürüyerek karşı tarafa geçilebiliyor, oldukça da güzel manzarası var. 

Sabah erken kalktığımız ve yorucu bir gün geçirdiğimiz için artık otele dönmeye karar veriyoruz. Tuna nehri kıyısından giden ve güzel de bir manzara sunan 2 no'lu tramvay'a atlıyoruz. Fövam Ter durağında iniyoruz ki bu durak hemen Central Market Hall'un yanı başında. Buradan otele yürümemiz 4-5 dakika sürüyor, sürmüyor. Hemen uyku moduna geçip sabah 10'da buluşmak üzere sözleşiyoruz. Malum bizde bibik faktörü ile, rutin hayatta günümüz 7'de başlıyor, madem tatile geldik, gezelim ama dinlenelim de felsefesindeyiz :)
Peşte tarafından Buda kalesi ve Zincirli Köprü
2 no'lu tramway'a binip otelimizin yolunu tutmadan önce son selfie
Biraz plansızlıktan, biraz yaşadığımız aksiliklerden, biraz da soğuktan olsa gerek çok verimli kullanamadık bu ilk günü Budapeşte'de. Oysa, bence Vörösmarty meydanından hareket eden ücretsiz yürüyüş turlarına katılmak şehir hakkında ön bilgi edinmek için uygun bir yöntem olabilir. Ücretsiz olup bahşiş usülü ile çalışan bu turlar hakkında bilgiye şuradan ulaşabilirsiniz. Bunların dışında şehri gezmek için Hop on-Hop off otobüsleri de var, hakkında bilgi edinmek için tık tık.  Aslında Budapeşte, yürüyerek rahatlıkla gezilebilecek bir şehir. Bence bir şehri tanımanın en güzel yolu yürümek, sokaklarında kaybolmak.

Budapeşte'deki ikinci günümüz için bekleyin anacımmmm :D










Devamını Oku

15 Ocak 2016

Bebek Arabası Seçimi-2: Nelere Dikkat Etmeliyim?


Bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi bebek arabası seçiminde tek bir doğru yok. Herkesin kendi öncelikleri, kendi imkanları doğrultusunda seçimleri olacaktır elbette. Bu seçimde tavsiyem markalara takılıp kalmadan kendi önceliklerinizi ve imkanlarınızı belirlemeniz. Örneğin; ne kadar sık seyahat edersiniz?, eviniz asansörlü mü?, aracınızın bagaj hacmi yeterli mi?...

Bu konuda o kadar çok bilgi ve yorum var ki etrafta, insanın kafasının karışması çok normal. Öyle ki yolda insanları durdurup sormuşluğum vardır, düşünün ki o kadar tavsiyeye ihtiyaç duyuyor insan. Bir de sonuçta belki de bebek ihtiyaç listesindeki en çok bütçe gerektiren maddelerden biri olduğu için ileride pişmanlığı ve telafisi de kolay olmuyordur kesin.

Bunların dışında aşağıdaki koşulları değerlendirmenizi öneririm:

  • Güvenlik
  • Kullanım kolaylığı
  • Boyut
  • Fiyat - Garanti
Devamını Oku

14 Ocak 2016

Bebek Arabası Seçimi-1: Ne Nedir?

Bibik doğmadan önce en kararsız kaldığım ve en uzuuuunnnn araştırdığım  konu bebek arabasıydı. Okuduğum her blog ile yeni bir fikir edindim, her mağaza ziyaretimizde yeni bir marka ile tanıştık ve her yeni ile kafamız biraz daha karıştı. Ama sonunda anladım ki bebek arabası konusunda tek bir doğru yok. Herkesin bir yanda tercihleri, bir yanda da imkanları var. Piyasada o kadar çok çeşit var ki, bu ikisini buluşturan bir bebek arabası elbet bulunuyor. Sadece bu tercihleri ve imkanları doğru belirlemek gerekiyor ki belki şu yazım size yardımcı olabilir. 

Bebek arabası araştırma sürecinde bir sürü yeni terimle de karşılaştık. Ana kucağı, portbebe, puset vs vs... Hiçbiri hakkında bir fikrim yoktu, hangisi ne işe yarar bilmiyordum, duymamıştım... ama öğrendim. Benim gibi kafası karışanlara da açıklamak istedim: 
Devamını Oku
Blogger tarafından desteklenmektedir.

© 2011 Sezgisel Annelik, AllRightsReserved.

Designed by ScreenWritersArena